Avrupa’nın turnuva için 4 yıl, bizim ise bu turnuvaya katılmak için beklediğimiz 8 yıl nihayet yarın sona erecek. Turnuvaya ev sahipliği yapacak olan Fransa, 2016 Avrupa Şampiyonası’nın açılışını Romanya ile yaparak büyük heyecanı başlatacak. Peki bu heyecan sadece spor bazında mı yoksa Fransa’nın içinde olduğu durumun genelinde mi olacak bunu hep birlikte göreceğiz.
Fransa’da 2015 yılının Ocak ve Kasım aylarında yaşanan terör saldırıları, Fransa halkını ve Fransa’yı ziyaret eden turistleri son derece korkuttu. Yaşanan terör olaylarından dolayı oluşan panik ve alınan sıkı kontroller özgürlükleri ile tanınan Fransa’yı farklı bir kimliğe doğru itmeye başladı. Ülkede oluşan kötü hava turist sayısını düşürdüğü gibi maç, konser ve diğer toplu gösterilere olan ilgiyi de azalttı.
Fransa’da terörün oluşturduğu bu kötü hava yetmezmiş gibi, son yıllarda işsizliğin artması ve ekonominin kötüye gitmesinden dolayı alınan yeni kararlar ve kemer sıkma politikası da halkın ülke genelinde hükümete karşı protesto ve grevler yapmasına neden oldu. Durum böyle olunca tam bir kargaşa içinde olan Fransa, isyanlar ve grevler altında 2016 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapmaya çalışacak.
Peki Milli takım ne durumda?
Selçuk İnan’ın harika gölü, Kazakistan’ın Letonya’yı yenmesi 8 yıldır hasret kaldığımız Avrupa Şampiyonası’na direk katılmamızı sağladı. Son maçlarda oluşan çoşku ve taraftar desteği, milli takımdaki oyunculara da pozitif bir enerji sağladı. Bu enerjiyi oynanan hazırlık maçlarında net bir şekilde gördük. İngiltere karşısındaki mağlubiyet dışında diğer hazırlık karşılaşmalarını kazandık. Oyun ve mental bakımdan hazır sayılabiliriz ama oyuncu bakımdan pek hazır değil gibiyiz. Kalemizi Volkan Babacan korumaya çalışacak onun yedeği ise son zamanların formsuz ismi Onur Kıvrak. Defansın göbeğinde ise orta saha oyuncusu Mehmet Topal ve Galatasaray’ın emektar ama ağır futbolcusu Hakan Balta var. Forvette ise Beşiktaş’ta yedek duran Cenk Tosun ve sakatlıklardan kurtulamayan Burak Yılmaz.
En iyi olduğumuz bölge Arda, Oğuzhan ve Hakan üçlüsünün oluşturduğu orta saha.
Bir de Yunus Mallı, Ahmet Çalık ve Emre Mor gibi yetenekli ama tecrübesiz isimler var kadroda. Bir de olmayanlar var tabi. Alper Potuk, Ersan Adem, Ömer Toprak, Volkan Demirel gibi tecrübeli isimler kesik yediler. Burada Emre Mor’a özel bir parantez açmak gerekecek. Genç yıldız iki hazırlık karşılaşmasında bireysel olarak çok başarılı bir performans sergiledi. Gayet yetenekli bir oyuncu. Belki dünyanın en değerli yıldızlarınan biri olacak. Ama takım oyunu? Ve tecrübe? Emre Mor’da ne kadar mevcut, tartışılır. Geçmişte Avrupa Şampiyonası kazananlarına baktığımız zaman tecrübe ve takım oyununu göreceğiz. 2000 yılında Fransa, 2004 yılında Yunanistan ve 2008-2012 yıllarında İspanya, tecrübe ve takım oyunun en güzel örnekleri oldular. Bireysel yetenekli yıldız oyuncularımız gibi umarım takım oyunumuz da yetenekli ve göze hoş gelen futbol oynayarak bizi gururlandırır. Tabi ki gurubumuzda son şampiyon İspanya ve muhteşem oyunculara sahip Hırvatistan karşısında işimiz çok zor olsa da unutmamamız gereken bir şey var. Maç 90 dakika, top yuvarlak ve tabiki biz çılgın Türkler…
Bu Haberler de İlginizi Çekebilir
