Almanya’da doğup büyüyen Ayfer Sarıca ve eski eşi Şenol Gümüş’ün epilepsi hastası 8 yaşındaki çocukları Kaan Gümüş, doktor tarafından önce yatağa bağlandı sonra mahkeme kararıyla ailenin elinden alınmak istendi.
Ancak Kaan, Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın devreye girmesiyle bir gün sonra önce ailesine teslim edildi, ardından Samsun’da özel bir hasatenede tedavi altına alındı. Kaan’ın annesi Ayfer Sarıca, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bana, ‘Kaan’ın nöbetleri çok arttı. İlacını veremiyoruz. Biz bunu yoğun bakıma indireceğiz’ dediler. Yatağa bağlanacağını söylediler. İstemedim ama bir günlük kabul ettik. Bize kâğıt imzalattılar. Bunun mahkeme kararı üzerinden olması gerektiğini söylediler. Öbür gün gittiğimde hâkimler oradaydı ve ben hâkimlerle konuşmak istediğimde doktor benden çıkmamı isteyerek başka bir hasta hakkında konuştuklarını ve birazdan yanımıza geleceklerini söyledi. Ben onları beklerken yanıma sadece doktor geldi. Bana, ‘Ayfer Hanım bütün yetkiler artık bende. Karar verildi. Kaan’ı yatağa bağlayabiliriz. Bütün kararlar bende’ dedi. Ben de, ‘Siz beni kandırdınız. Hâkimler benle konuşmadan böyle bir karar veremez’ dedim. Kabul etmedi. Bu kararın sadece çocuğun yatağa bağlanması için olduğunu söyleyerek çocuğumu başka bir hastaneye götüreceğimi söyledim. Kulağıma yaklaşarak, ‘Ben istersem 20 dakika içinde o çocuğun bütün yetkilerini sizden aldırırım’ dedi.”
“Sinirli değil, neşeli bir çocuk”
“Aynı anda konsolosluğu aradım. Ben telefonla konuşurken yanıma geldi ve bütün yetkileri aldığını söyledi. Orada bir oyun döndüğünü fark ettiğim an durumu sosyal medyada paylaştım. Sosyal medyada paylaşım yaptığım için herkes doluştu. Benim bilgim olmadan çocuğumu sinir hastalıkları hastanesine götürmek istediler. 6- 7 araba polis doluştu. Yakın çevremle birlikte çocuğu vermemek için uğraştık. Bu çocuk agresif ve sinirli değil, neşeli bir çocuktu. Bunu ilaçlarla böyle yaptıklarını söyleyerek karşı çıktım. Sonuç olarak bizi ambulansla diğer hastaneye götürdüler. ‘Ayırmayın bizi’ diyerek o gece yanında kalmak istedim. ‘Mecburuz’ diyerek zorla çocuğumu çekerken ben bayılmışım. Kafamı arkaya çevirdiğimde elini gördüm. Gitmek istemiyordu. Zorla aldılar, beni de hastaneye kaldırdılar.”
“Tedavi bitene kadar dönmeyeceğim”
“Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın çabalarıyla ertesi gün saat 15.00’te ettikleri telefon sonrası çocuğumu geri alabildim. Teslim almaya gittiğimde sesi kısılmıştı. İlaç verilmiş, çocuğum uyuşturulmuştu. Ne bana sarılabiliyordu ne de tepki verebiliyordu. Çocuğuma canları istedi diye işkence edebilmeleri bile korkutucu. Gerekirse çocuğumun tedavisi bitene kadar dönmeyeceğim. Almanya’da şöyle bir şey varmış; Benim oğlumun geliri var ve özel okula gidiyor. Bunların hepsi, devletten daha fazla ödenek getiren şeyler. ‘Bunu o aile yemesin, dışarıya harcamayalım, biz kendi içimize dönelim’ diye böyle hasta çocukları almaya çalışıyorlarmış. Onlara olan güvenim kalmadı. Doktorlarına da inanmıyorum bundan sonra.”
Polisler moral verdi
Kaan’ın Samsun’daki doktoru Hülya İnce ise, “Benim görebildiğim kadarıyla hastamızın annesi ve ailesi oldukça ilgili. Tedavisine başladık ve bir aksilik olmazsa 6 ay boyunca da devam ettireceğiz. Biz hiçbir epilepsi hastasını bağlayarak tedavi etmiyoruz. Bu yöntem sadece kişinin yataktan düşme, kendine zarar verme gibi nöbeti çok hareketli konbineyse düşünülebilir. Bu durumlarda da esas olan hastayı bağlamak değil, nöbeti kontrol etmektir” dedi. Alman polisinin zoruyla Kaan’ın hastaneden alınması nedeniyle Samsun Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ekipleri de Kaan’ı ziyaret etti. Yaşadıkları sebebiyle ona moral verdi.
Hürriyet